Diyet yapmak tam bir kabustur. Bilenler bilir zaten. Benim gibi ömrünün büyük kısmını diyet yapmakla geçirenler hep mutsuzdur. Çünkü diyete mecbur olanlar tabiiki yemek yemeyi seven insanlardır. Hastalık sebebi hariç. Benim ailemden gelen bir sorun olsada bu, nedense günün birinde zayıflayacak ve bir daha asla kilo almayacakmışım gibi umutla başlarım diyete. Tabi herkes gibi pazartesi başlayıp salı biten denemelerim çok oldu.
Yıllarca diyetisyenlerle, spor salonlarıyla verdiğim kilolar hep kalıcı olacak gibi geldi. Derler ya, iki sene boyunca kilonu korursan bir daha almazsin. Koca bir yalan. 3 sene koruma programından sonra benimde artık normal hayata dönme ve canımın istediğini yeme zamanım gelmişti. Ufaktan başladım canım ne istiyorsa arada arada yemeye. İnanın, abartarak yapmadım. Ama canımın istedikleri kalorili yiyeceklerdi. Ve 4 senelik uğraşım sonunda verdiğim kilolar tekrar geri döndüler. Metabolizmam yavaşmış, ailemden gelen genlerle alakalıymış bunlar benim için anlam ifade etmiyorlar.
Bende istediğimi yiyerek istediğim kıyafeti giyebilmek istiyorum. Evet imkansız birşey istiyorum. Ama bıktım usandım artık. Hiçbir zaman zayıf birisi olamayacağım biliyorum.
Bu zayıf olma takıntısıda nedir onuda bilmiyorum. Kim diyor ki kadın zayıf olmalı? Kim yapiyor güzel kıyafetleri 42 bedene kadar? Neden güzel olan bütün yiyecekler kilo yapar? Kilolu olunca neden mutsuz oluruz? Güzellik yargılarını kırmak adına girişim yapan kadınlar, neden hep kendini kandırır?
İki haftalık diyet sonucu verdiğim 2 kiloyu, hafta sonu yediğim 2 tabak kısır sayesinde aldım. Şimdi düşünüyorum, boşa kürek çekiyorum.